Ergenlikteki çocuğum ile nasıl iletişim kuracağım?

Ebeveynler için ergenlik döneminde çocuklarla iletişimi kolaylaştırma önerileri…

Ergenlikteki çocuklar, hayatlarını daimî bir iletişim halinde geçirirler. Mesajlaşırlar, telefonda konuşurlar, sosyal medyada yaşarlar. O halde neden birçok ebeveyn çocuklarıyla konuşamamaktan yakınıyor?

Bunun sebeplerinden biri, gençlerin istekleri ve ihtiyaçları hakkında konuşmaktansa, genelde onlardan yerine getirmeleri gereken şeyler hakkında konuşmayı tercih etmemiz. Ergenlikteki çocuğunuzla saygı, karşılıklı olma ve eğlence çerçevesinde sağlıklı bir ilişki kurmak ya da var olan ilişkinizi güçlendirmek istiyorsanız şunlara dikkat etmenizi öneriyoruz.

Günlük sohbetler
İlişkiler – özellikle de yakın olanlar – zaman ister. En iyi arkadaşınızla örneğin, ilişkiniz nasıl başladı? Muhtemelen iş yerinde bir şeylerden şikâyet ediyordunuz; sinir bozucu bir müşteri ya da lezzetsiz kahve. Paylaşılan birçok hikâyeden sonra –diziler, tatiller, bozulan arabalar vs. – kendinizi açmaya başladınız, sevgilinizden ya da annenizin hastalığından bahsetmek rutin haline geldi. Çocuklar da aynıdır. Evet, çocuğunuzu doğduğundan beri tanıyorsunuz; ancak arkadaşıyla yakın ilişkiler kurabilme becerileri, yeni ilişkiler konusundaki güvensizlik hisleri ya da hayata dair endişeleri henüz çok yeni. Hassas oldukları bu konular üzerine konuşmadan önce, günlük, önemsiz görünen şeyler hakkında konuşmaya ihtiyacı var. Bilgisayar oyunları mesela. Ya da internette gördüğü yeni bir göz farı rengi hakkında.

Umduğunuz içten ve samimi konuşma bu değil, değil mi? Ama bir tür yatırım bu. Bu şekilde paylaşmak istedikleri şeyleri dinleyerek güven ortamı yaratın önce. Önce onun ilgi alanlarıyla ilgilendiğinizi görsün. Bebekler mesela, oyuncaklarını sevdikleri kişilere gösterirler; çünkü bunlar, onları en çok heyecanlandıran şeylerdir. Bilgisayar oyunları ya da Youtube videoları da legoların, Disney prenseslerinin ya da dinozorların ergen karşılıklarıdır. Paylaşın bu duyguları. Havalı olarak gördükleri şeyleri ciddiye aldığınızı gösterin onlara. Başlangıç için ideal. Bu şekilde güven sağlayabilecek ve umut verici bir dost olduğunuzu gösterebileceksiniz.

Günlük paylaşıma model oluşturun
İnsanlar, birbirlerini taklit ederler. Çocuğunuzun günü hakkında konuşmasını istiyorsanız eğer, önce siz konuşun. Öğle yemeğinizden bahsedin. Kağıtsız bir tuvalette mahsur kalışınızı anlatın. Ya da arkadaşınızın işi bırakmasının sizi ne kadar üzdüğünü. Hafif şeylerden bahsedin. Kısa ve öz; ama doğal. Konuşmada abartmayın ama; karşınızdakine de hikayelerini paylaşabilecek zamanı tanıyın. Doğal bir sohbet bu şekilde ilerler.İnsanlar, doğaları gereği samimiyeti dengelemeye çalışırlar. Karşılıklı paylaşarak.

Nutuk çekmeyin, dinleyin
“Sen haksızsın, en iyisini ben bilirim”, muhtemelen birini bir sohbetten soğutmanın en garanti yoludur. O kişi olmayın. Çocuğunuz konuşmaya başladığında, bırakın devam etsin. Yalnızca dinleyin; bir noktadan sonra okulu ya da arkadaşları hakkında sesli düşünmeye başladığını göreceksiniz. Başınızı sallayın, düzenli aralıklarla kısa tepkiler verin ve ara sıra tarafsız sorular sorun. Siz konuşmadığınızda, çocuğunuz boşlukları doldurmaya başlayacak. Araştırmalara göre, kabul eden bir tavırla dinlemek, gençleri çok daha açık bir şekilde konuşmaya teşvik ediyor; özellikle de bir sonraki tepkinizi endişe ile beklemelerine sebep olan iğneli sorulara ya da eleştirilere kıyasla.

Yardıma ihtiyaç duydukları bir sorunları varsa eğer, fikrinizi söylemeye çekinmeyin
Ergenlikteki birçok çocuk, ebeveynlerinin tavsiyelerini duymayı ister. Duymak istemedikleri şey, ne yapmaları ya da ne düşünmeleri gerektiğinin söylenmesidir. Tıpkı bir arkadaşınızla konuşur gibi yönlendirici sorular sorun ya da stratejiler paylaşın. “Ayak uydurmada sorun mu yaşıyorsun? Telefonundaki hatırlatıcılar yardımcı olur mu?” ya da “Kafamı toparlamakta sıkıntı çekiyorum; yapılacaklar listesi hazırlamak kolaylık sağlıyor” gibi.

Karşınızda bir arkadaşınız olduğunu farz edin ve tavsiyenizin kabul görüp görmeyeceğinin ses tonunuza bağlı olduğunu aklınızdan çıkarmayın. Yapıcı paylaşımlar – karşınızdakinin bunu zaten biliyor olduğunu alenen belli ederek – hoş karşılanacaktır. Nihayetinde ortada çözülmesini istedikleri bir sorun var. Daha iyisini yapması gerektiğini ya da doğru çözümün sizde olduğunu söylemek, asla kabul görmez ve nadiren dinlenir. Unutmayın ki gerçekten siz daha iyisini biliyor olsanız da farkı yaratacak olan üslubunuz ve konuşma tonunuz.

Ergenlik sorunları için öneriler…



Ergen çocuğunuza, her şeyden önce onu anladığınızı ve ona değer verdiğinizi hissettirin. Fikir alışverişi yapıp, ortak paydalar bulun. Söz ve davranışlarınızda nazik olun. Yalnızca “seni anlıyorum” demek yardımcı olmaz, aksine bazen daha kötü de hissettirebilir. Onunla konuşarak onu anlamaya çalıştığınızı hissettirin.



Nasihat almaktan hoşlanmayabileceğini unutmayın. Kalıcı çözüm için diyaloğunuzu samimi kurun. Düşüncelerini ifade edebilecekleri bir ortam oluşturun. Anne ve babasıyla gurur duymasını sağlayın.



Arkadaşlarıyla ve kendi geçmişinizle kesinlikle kıyaslamayın. Ayrıca arkadaşlarını eleştirmeyin. Onaylamadığınız arkadaşlıklarını uygun bir şekilde kendisiyle konuşup, bu durumu kendisinin görmesini sağlayın. Ona ne yapacağını söylemek yerine, onun gerçekleri bulmasına yardımcı olun.



Onu başkalarının yanında azarlamayın ve küçük düşürmeyin. Azarlamak aranıza mesafe koyar, çocuğunuza ulaşmanızı güçleştirir. Öncelikle ebeveynlerin bu gelişim dönemini atlatmış kişiler olarak, çocuklarından daha avantajlı ve daha çok yükümlülük altında olduklarını unutmamaları gerekir. Çünkü siz ergenlik dönemini yaşadınız, yani çocuğunuzun döneminin farkındasınız ancak çocuğunuz ebeveyn olmadı ve sizin anlattıklarınızı anlamakta zorlanıyor. Bu durumda sabırla davranmalı ve daha çok anlatmalısınız.



Çocuğunuz isteklerinde ölçüsüz olabilir, anlayışlı olun. Aşırılıklarını o anda çözmek yerine zamanla görmesini sağlamaya çalışın. Ancak dinleyerek çözüme ulaşabilirsiniz



İlgi alanlarındaki değişmeyi (bir etkinlik, sanat dalı, spor, kıyafet, müzik vb.) anlayışla karşılayın. Aksi fikir beyanınızın çocuğunuza ulaşmayacağını unutmayın. Ancak onunla aynı kanepeye oturduktan ve kalbine dokunduktan sonra söyleyecekleriniz çocuğunuza ulaşmaya başlar. Bu nedenle sabırlı olun. Onu teşvik edin.



Özellerinin olabileceğini kabul edin ve saygılı olun. Bunu hissettiğinde sizinle iletişime geçecek ve paylaşmaya başlayacaktır. Tekrarlayan uyarılar yapıyorsanız bir yerde yanlış yapıyorsunuz demektir. Bunlara gerek kalmadan düşüncelerinizi tahmin etmeye çalışması ve size karşı çıkması durumunda aranızdaki uçurum daha da artar.



Evde sükûnetin sağlanması için gayret gösterin.



Ona sorumluluk verin ve çözmesi için sabırlı olun. Zorlandığı noktada birlikte adım atın. Ona model olun. Sizden göremediğini başka yerde aramasının önüne geçin.



Üniversite sınavı gibi yarış süreçleri ergenlerin kendilerine olan güven duygusunu zedeleyebilmektedir. Bu dönemde ona destek olmalı, moralini yüksek tutmalısınız.

Referanslar:
Nancy Darling. “How Can I Get My Teenager to Talk to Me? 4 Tips”. Şuradan alındı: https://www.psychologytoday.com/us/blog/thinking-about-kids/202003/how-can-i-get-my-teenager-talk-me-4-tips (02.03.2020)

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*