Neden ne giyeceğimize çok zaman harcıyoruz?

“Ne giysem?” neredeyse her gün kendimize sorduğumuz soru. Hafta içi ayrı, hafta sonu ayrı dert.

“Ne giysem?” neredeyse her gün kendimize sorduğumuz soru. Hafta içi ayrı, hafta sonu ayrı dert.
Yarın işe giderken ne giyeceğim? Peki, tatile giderken yanımda ne götüreceğim?
 
Son dakikaya kadar bu soruların cevabını veremiyorsak, gece gözümüze uyku girmez, sabaha kadar rüyamızda gardırobumuzu bile görürüz(!)
 
Hepimizin neredeyse her gün kendimize sorduğumuz soru. Hafta içi ayrı, hafta sonu ayrı dert.
 
“Ne giysem?” sadece kadınların değil, erkeklerin de kafasını en çok meşgul eden bir soru. Modern hayatta artık en çok ihtiyacımız olan ama en az sahip olduğumuz şey zaman. Bu kadar kıymetli olan zamanımızı hala ve ısrarla ne giyeceğimizi düşünerek harcamalı mıyız sizce?
  
Bu soruyu kendine defalarca soran sadece biz değiliz, emin olun. Bütün dünyanın problemi bu.
 
Artık daha fazla sayıda kişi bu sorunu “her gün aynı giyinerek” aşıyor. Bunu yapanları artık Türkiye’de de sık sık görüyorum. Birçok arkadaşım işe her gün aynı kıyafetle geliyor.
 
Aslında tabii ki her gün aynı tişörtü, aynı jean’i ya da aynı gömleği giymiyorlar. Kendilerine bir tarz belirliyorlar ve o tarzdan parçalarla dolduruyorlar dolaplarını. Her gün siyah tişört giyen birinin evinde en az 20 siyah tişörtü olduğundan emin olabilirsiniz mesela!
 
Bu tarz giyinenler hayatlarında büyük bir rahatlama yaşadıklarını söylüyorlar.
 
Öncelikle “Ne giysem?” derdi ortadan kalkıyor.
 
Sosyal baskıların dayattığı kıyafet seçimlerinden kurtuldukları için hem maddi hem de manevi olarak rahatlıyorlar.
 
Dünyanın en zeki ve en meşgul insanları artık böyle giyiniyor. Facebook kurucusu Mark Zuckerberg, Victoria’s Secret mankenlerinden Bella Hadid, ünlü oyuncu Keanu Reaves ve Barack Obama, Cem Yılmaz bunlardan sadece birkaçı.
 
Steve Jobs’ın siyah tişörtlerini herhalde hepiniz hatırlıyorsunuzdur. Hatta bir ara tüm Apple çalışanlarını aynı şekilde giyinmeye zorladığını bile biliyoruz.
 
Zuckerberg’in de yüzlerce parçadan oluşan siyah tişört koleksiyonu var. Onu her gün aynı renk tişörtle görmek artık kimseyi şaşırtmıyor. Zuckerberg, “İnsanlara nasıl hizmet edebileceğimi düşüneceğim zamanı artırmak benim için daha önemli” diyor.
  
 
 
 
Cambridge Düşesi Kate Middleton bile neredeyse ayda bir kaç kere aynı kıyafetleri giyiyor.

 
Artık siz de bu akıma katılmaya ve hep aynı şeyleri giymeye karar verdiniz. Başlangıçta çevrenizdekilere garip gelse de göreceksiniz, sizi taklit etmeye bile başlayacaklar.
 
Peki, işe nereden girişmeli?
 
Öncelikle size neyin yakıştığını bulun ve tekrar edin!  Ne kadar minimal, o kadar iyi! Gardırobunuzu küçültün. Neyi giyiyorsanız dolapta o olsun. Giymediğiniz onlarca kıyafete yer ayırmanın da anlamı yok.
 
Bir kıyafet alırken kendinize “Bunu yıllar sonra da giymek ister miyim?” diye sorun. Unutmayın: Kıyafet dolabınız güveler için değil, sizin için!
 
Kapılarını açarak girdiğiniz bu yeni dünyada “Yarın ne giyeceğim?” korkusu yok. Zamanınız size ait. 
 
Filiz Kavak
 

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*